Gece gökyüzüne bakınca aklımıza düşen sorular artıyor: Evren o kadar büyük ki bizim tek yaşamımız mı var? Dünya, milyarlarca başka noktadan oluşan büyük bir denizde küçük bir nokta gibi duruyor. Pek çok uzman, uzaylıların varlığına dair kesin kanıtlar olmadan bile onların orada olduğuna çok yakın olduğumuz görüşünde. Peki, Dünya dışındaki yaşam hakkında bildiklerimiz nelerdir ve bir gün onlarla karşılaşabilir miyiz?
Olasılık ve yaşanabilir gezegenler
Birçok bilim insanı, evrende yaşamın var olduğuna dair güçlü bir olasılık görüyor. Galaksimizde 300 milyar yıldız var ve gezegenler keşfedildikçe sayı artıyor. Şu ana kadar kendi galaksimizde yaklaşık 4.000 gezegen tespit edildi. Evrenin yaklaşık 200 milyar galaksi olduğu düşünüldüğünde, yaşamın sadece burada olması ihtimali düşüyor. Bu düşünceyi destekleyen uzmanlardan biri, Maggie Aderin-Pocock: “Orada bir yerlerde olduğuna oldukça eminiz. Bu tamamen bir sayı oyunu. Olasılık meselesi.”
Yaşanabilir gezegenler ve atmosfer analizi
Spektroskopi adı verilen teknikle gezegenlerin atmosferlerini inceleyebiliyoruz. Yıldız ışığı gezegenin atmosferinden geçerken kimyasal analiz yapılıyor. Yaşam için ipuçları taşıyan maddelerin tespit edilmesi, yaşamın kesin kanıtı olmasa da yüksek olasılık gösterir. Astrofizikçi Tim O’Brien, “Yaşam olasılığı olan yüzlerce gezegen biliyoruz. Önümüzdeki on yıl içinde potansiyel kanıtlar görebiliriz” diyor.
Yaşamın sürprizleri
İnsanların yaşam olamayacağını düşündüğü yerlerde bile mikroplar bulundu. Bu mikroplar DNA tabanlı olsa da okyanusların derin çukurlarında hayatta kalabiliyorlar. Ayrıca geçmişte, gezegenimiz dışındaki yerlerde yaşamın var olabileceğini düşündüren keşifler yapıldı ve uyduların yaşamı destekleyebileceği fikrini güçlendirdi.
İletişim ve mesafe
Bir akıllı yaşam formunun var olması ihtimali üzerinde düşünürken, iletişimin mümkün olabilmesi için teknolojik gelişmelerin uyumlu olması gerekir. Büyük teleskoplar kullanılarak sinyallerin gönderilip alınmasıyla iletişim arayışı sürüyor. Ancak iletişimin tek bir yönteme indirgenemeyeceği de konuşulur; belki de farklı yöntemler söz konusudur.
Uzayın engelleri ve zamanla ilgili zorluklar
Bir mesajın bize ulaşması için milyonlarca yıl sürebilir. Breakthrough Listen gibi projeler yakın çevreyi ve 25.000 ışık yılı mesafesini inceleyerek en hızlı sinyallerin dahi ulaşmasını hesaplar. Yıldızlar arası iletişimde zaman farkları, medeniyetler arasındaki kesişimin zor olmasına yol açabilir.
Birlikte yaşama ihtimali ve ziyaret olasılığı
İletişim kurma amacı taşıyan medeni bir yaşam formu olsa bile, bizi ziyaret etmek isteyip istememeleri tamamen onların tercihine bağlıdır. Belki de çok uzun zaman önce veya bize çok sonra gelebilmiş olabilirler. Ya da başka nedenlerle iletişim kurmayı tercih etmeyebilirler.
Birçok uzman, insanlığın yakın zamanda uzaya çıkmasının mümkün olmadığını ve uzaylıların galaksiler arasında seyahati başarmış olma ihtimalinin de düşük olduğunu ifade ediyor. Ancak bilim insanları, doğru yöntemi bulduklarında veya koşullar değiştiğinde keşfedilecek çok şey olduğunu savunuyor.
İki konu arasındaki olasılıklar ve kısıtlar, bilim insanlarının tartışmaya devam ettiği ana noktalar arasında yer alıyor. Gözlem ve analizler gelişmeye devam ettikçe, evrende yalnız olup olmadığımız sorusuna dair cevaplar daha netleşebilir.