Avrupa genelinde iklim direncini artırmayı amaçlayan CLIMAAX projesi kapsamında geliştirilen İklime Hazır İzmir: Dirençlilik Stratejilerinin Geliştirilmesi (CRIZ-ERS) adlı projede uzmanlar önemli çalışmalar yürütüyor. Bu projeyle, İzmir’in iklim değişikliklerine karşı daha dirençli ve sürdürülebilir bir kent haline gelmesi hedefleniyor. Prof. Dr. Osman Balaban, bu çalışmanın İzmir’e bilim temelli ve kapsayıcı iklim uyum stratejileri kazandırma fırsatı sunacağını belirtiyor.
Proje Kapsamında Yapılan Risk Analizleri ve Haritalandırma Çalışmaları
İzmir Büyükşehir Belediyesi İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Dairesi Başkanlığı öncülüğünde başlatılan proje, üç aşamalı bir plan doğrultusunda ilerliyor. İlk aşamada, iklim risklerini detaylı şekilde değerlendiren raporlar hazırlandı ve CLIMAAX platformuna yüklendi. Bu raporlarda, özellikle sıcak hava dalgaları, sel, taşkınlar ve tarımsal kuraklık gibi iklim olaylarının mekansal dağılımları haritalandı. Artan risklerin sıklık ve şiddetleri bilimsel veriler ışığında ortaya kondu.
Öncelikli Tehlikelere Odaklanma ve Çalışmalar
Orta Doğu Teknik Üniversitesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Osman Balaban, yürütülen çalışmalar hakkında şu bilgileri paylaştı: “İzmir’de iklim değişikliklerinin getirdiği riskleri belirleyerek, bu risklere uygun uyum stratejileri geliştirmeyi amaçlıyoruz. Bu kapsamda, deniz seviyesinin yükselmesi, aşırı hava olayları ve sıcaklık artışları gibi temel tehditlere odaklanıyoruz. Özellikle sıcak hava dalgaları, İzmir’in iklimi ve coğrafyası açısından kritik bir risk unsuru olarak öne çıkıyor.”
İzmir’in Karşılaşabileceği Başlıca Tehlikeler
Balaban, kıyı taşkınlarına ve deniz seviyesinin yükselmesine bağlı olası su baskınlarına dikkat çekerek, şunları söyledi: “İzmir’in kıyı bölgeleri, özellikle deniz seviyesinin yükselmesi ve aşırı hava olayları nedeniyle ciddi su baskını ve taşkın tehlikesiyle karşı karşıya. Ayrıca, tarımsal kuraklık, verimlilik kaybı ve orman yangınları gibi riskler de artıyor. Küresel iklim modelleri ve haritalandırma çalışmaları, Körfez bölgesinde sıcaklıkların belirgin biçimde artacağını ve buna karşı önlemler alınması gerektiğini gösteriyor.”
Risklerin Değerlendirilmesi ve Haritalandırma Süreci
Balaban, henüz ilk aşamada olan çalışmaların devam ettiğini belirterek, “İzmir genelinde riskleri detaylı şekilde analiz ediyoruz. Elde edilen verilerle yüksek çözünürlüklü haritalar oluşturulacak ve bu haritalar, afet yönetimi ve kentsel planlama süreçlerine entegre edilecek. Böylece, daha etkili ve yerel çözümler geliştirilmesi mümkün olacak.” dedi.
Gelecek Planlar ve Uyum Eylem Stratejileri
Projenin ikinci aşamasında, özellikle dezavantajlı mahallelerde risk haritalarının güncellenmesi ve öncelikli müdahale alanlarının belirlenmesi planlanıyor. Son aşamada ise, elde edilen veriler doğrultusunda İzmir ve Konak ilçesi için uygulanabilir İklim Uyum Eylem Planları hazırlanacak. Bu planlar kapsamında, paydaş katılımı, dijital haritalar, eğitim programları ve bilgilendirme toplantılarıyla toplumsal bilinç ve kapasite artırılacak.
Uluslararası Başarılar ve İzmir’in Sürdürülebilirlik Yolculuğu
Proje, toplamda 145 bin Avro hibe kazandı ve Avrupa Komisyonu tarafından destekleniyor. İzmir, AB Şehirler Misyonu etiketiyle, iklimle mücadele alanında uluslararası arenada örnek gösteriliyor. Bu başarılar, İzmir’in doğa dostu ve sürdürülebilir şehir olma yolundaki kararlılığını ortaya koyuyor.
Sonuç olarak, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin bu kapsamlı çalışmaları, iklim krizine karşı alınacak önlemler ve stratejiler açısından önemli bir kilometre taşıdır. Şehir, bilimsel temelli, kapsayıcı ve yerel ihtiyaçlara uygun çözümlerle iklim değişikliğinin olumsuz etkilerini azaltmayı hedefliyor.
