Japonya Başbakanı Takaichi’nin Çin-Tayvan gerilimini “doğrudan tehdit” olarak nitelendirmesi, Pekin’de Japon karşıtı duyguları yükseltti. Çin’de yaşayan Japon vatandaşları tedbir amaçlı ülkeye dönmeye başladı.
Japonya’nın yeni Başbakanı Sanae Takaichi’nin açıklamaları, Çin ile Japonya arasındaki tansiyonu artırdı. Takaichi, Çin’in Tayvan’ı işgal etme ihtimalini Tokyo için “doğrudan tehdit” olarak değerlendirdi. Bu açıklama, Pekin’de Japon karşıtı duyguların hızla yükselmesine yol açtı.
Çin’de yaşayan Japonlar, belirsizlik nedeniyle tedbir almaya başladı. Pekin’de uluslararası bir şirkette çalışan Makoto, ailesini apar topar Japonya’ya gönderme kararı aldığını belirtti: “Çocuklarımı ve eşimi korumak için Yokohama’ya gönderdim. Durum çok hızlı tırmanıyor.”
2012’de Senkaku/Diaoyu Adaları krizi sırasında Japon markalarına ve bayraklarına yönelik saldırılar, bugün endişelerin temelini oluşturuyor. Pekin’de Japon restoranları boykot çağrılarıyla boş kalırken, UNIQLO gibi markalar vandalizm korkusuyla mağaza logolarını brandalarla kapattı. Japon araç sahipleri ise araçlarına zarar gelmemesi için Çin bayraklı çıkartmalar kullanıyor.
Japonya hükümeti, vatandaşlarına Çin’de kalabalık yerlerden uzak durma ve kamusal alanlarda Japonca konuşurken dikkatli olma çağrısı yaptı.
Ekonomik etkiler de ağır hissediliyor. Çinli turistler, Japonya turizminin dörtte birini oluştururken, yaklaşık yarım milyon seyahat rezervasyonu iptal edildi. Ayrıca Çin sinemalarında gösterime girmesi planlanan Japon filmleri vizyondan çekildi.
Uzmanlar, Çin yönetiminin bu krizi milliyetçi duyguları pekiştirmek ve iç siyasette avantaj sağlamak için kullanabileceğini belirtiyor. Prof. Dominik Mierzejewski, “Çin toplumu, ulusal onur ve dış düşman retoriği etrafında birleşmeye meyillidir. Bu kriz, iç siyasette milliyetçi duyguları konsolide etmek için fırsat olabilir” dedi.




