Global Voices tarafından yayımlanan bu haberde, Kolombiya’nın Nariño bölgesindeki Magüí Rezervinde yaşayan Awá topluluğu ve onların doğa koruma çabaları anlatılıyor. Katsa Su, yani büyük evleri, Awáların ana vatanı ve bu bölgeyi koruyan 90 kişilik bir orman muhafız grubu bulunuyor. Bu grup, 2016 yılında gönüllü olarak kuruldu ve çocuklar da dahil olmak üzere herkesin katılımıyla faaliyet gösteriyor.
Rezerv, yaklaşık 6.120 hektar alanı kaplayan, yağmur ve bulut ormanlarından oluşan bir bölge. Altı farklı köyden oluşuyor ve ulaşım genellikle yürüyerek veya motorsiklet ve kamyonlarla sağlanıyor. Çocuklar erken yaşta orman muhafızı olmaya başlıyor ve geleneksel bilgileri öğreniyorlar. Amaç, gelecek nesillere doğayı koruma bilincini aşılamak ve onların lider olmalarını sağlamak.
Orman muhafızları, çöpleri toplamaktan, hasta komşularını hastaneye götürmeye kadar çeşitli görevler üstleniyor. Ayrıca, topluluğun ortak çalışmalarını organize eden minga adı verilen etkinliklerde de aktif rol oynuyorlar. Bu muhafızlar, silahlı gruplar ve illegal aktörlerle iletişim kurmak ve gerektiğinde arabuluculuk yapmak gibi kritik görevler de üstleniyorlar.
Yaralarını sarmaya çalışan bir toprak: Katsa Su
Kolombiya’nın özel mahkemesi olan JEP, Katsa Su’nun ve Awá halkının yaşadığı bölgeyi çatışmanın mağduru olarak tanımladı. Bu bölge, uyuşturucu kaçakçılığı ve silahlı çatışmalar nedeniyle büyük zarar gördü. Farklı silahlı gruplar ve uyuşturucu kartelleri, bölgenin stratejik konumunu ve doğal kaynaklarını istismar etti. Bu yüzden, Awáların toprakları sürekli tehdit altında ve çatışmaların ortasında kaldı.
Kolombiya yasaları, bu bölgenin bir kültürel miras ve kimlik kaynağı olduğunu kabul ediyor. Ancak, savaş ve çatışmalar, bölgedeki doğal dengeyi bozdu ve Awá topluluğu büyük acılar yaşadı. Topraklarındaki mayınlar, ölümler ve çevre kirliliği, onların yaşamını zorlaştırdı. Awálar, bu duruma rağmen doğayı ve kültürlerini korumak için mücadele ediyorlar.
İnkar ve yeniden yapılanma: Toprağın ruhları ile barış
Awálar, topraklarının ve doğanın ruhlarını yeniden hayata döndürmek için geleneksel ritüeller ve toplu toplantılar yapıyorlar. Bu süreçte, kaybolan dini ve kültürel öğeleri yeniden kazandırmak önem taşıyor. Ayrıca, devletin ve yerel yönetimlerin desteğiyle, mayın temizliği ve doğal alanların yeniden canlandırılması çalışmaları yapılıyor.
Awálar, sadece maddi değil, ruhani ve kültürel restorasyon da istiyorlar. Bu nedenle, barış ve uyumu sağlamak için, geleneksel şifacıların rehberliğinde çeşitli ritüeller ve doğa ile uyum içinde yaşamayı hedefleyen uygulamalar gerçekleştiriliyor. Topluluk üyeleri, düzenli olarak yapılan toplantılarda, bölgedeki sorunları ve çözüm yollarını tartışıyorlar.
Topluma ve doğaya sevgiyle bağlılık
Awáların en büyük arzusu, hem doğal çevrelerini hem de kültürel miraslarını korumak. Onlar için, doğa ve insan ayrılmaz bir bütün. Bu nedenle, gençler ve kadınlar da aktif şekilde katılıyor. Çocuklar, küçük yaşta doğayı ve gelenekleri öğreniyor, kadınlar ise toplumsal haklar ve çevre koruma konusunda öncü oluyorlar.
Awálar, topraklarıyla olan bağlarını güçlendirmeye devam ederken, barış ve uyum içinde yaşamayı hedefliyorlar. Onların hikayesi, doğa ve kültür savaşlarıyla dolu olsa da, sevgi ve dayanışma ile yeniden güçleniyorlar.
Kaynak: Global Voices, {source_url}
Bu içerik CC BY 3.0 lisansı kapsamında Türkçeye çevrilmiş ve yeniden yazılmıştır.