Yaklaşık 10 bin kişinin yaşadığı Bora Bora, her yıl binlerce ziyaretçiyle nüfusunun katlarca üzerine çıkıyor.
Ünlülerin de tercih ettiği Bora Bora, masalsı manzarasının ardında jeolojik bir geçmiş barındırıyor. Ada, milyonlarca yıl önce aktif bir volkanın çökmesiyle oluştu; bugün turistlerin hayranlıkla izlediği Mt. Otemanu, o volkanın günümüze kalan parçası.
Adanın ismi de tarihsel bir yanlış anlaşılmadan kaynaklanıyor. Tahiti dilindeki “Pora Pora” ifadesi “ilk doğan” anlamına geliyor ancak Avrupalılar bu adı yanlış duyup “Bora Bora” olarak kaydetti ve zamanla bu kullanım resmileşti.
Her yıl binlerce turistin ziyaret ettiği ada, doğal güzellikleri sayesinde nüfusunun onlarca katı ziyaretçiyi ağırlıyor. Bora Bora, II. Dünya Savaşı sırasında ABD’nin “Operation Bobcat” kapsamında kurduğu askeri üs nedeniyle stratejik bir rol de üstlenmiş; o dönemde 5 binden fazla Amerikan askeri adada konuşlanmıştı.
Ekosistemi korumak için adada dikkat çekici yasaklar uygulanıyor. Kedi, köpek ve özellikle yılan gibi hayvanların girişine izin verilmiyor. Bu uygulamanın amacı doğal yaşamın bozulmaması.
1960’lardan itibaren gelişen turizmle birlikte ada lüks tatillerin simgesi haline geldi. Su üzeri bungalov konseptinin ilk örneklerinden bazıları da burada ortaya çıktı. Ayrıca yalnızca Fransız Polinezyası’nda yetişen siyah inciler, lagünlerdeki özel çiftliklerde üretilerek dünyaya ihraç ediliyor.
Balayı çiftleri ve ünlü isimlerin uğrak noktası olan adada en ilgi gören aktiviteler arasında resif köpekbalıklarıyla düzenlenen yüzme turları bulunuyor. Ada yalnızca 30 kilometrekarelik bir alana sahip olduğu için trafik ışığı kullanılmıyor; ulaşım bisiklet, tekne veya scooterlarla sağlanıyor.




