Türk Tabipleri Birliği (TTB) Bilim Kurulu, Gezi soruşturması gerekçesiyle ‘hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs’ suçlamasıyla yargılanan Ayşe Barım’ın ceza infaz kurumu koşullarında kalmasının uygun olmadığını belirtti. 19 sayfalık görüş raporu ile Barım’ın tedavisinin kendi seçeceği hekim/hekimler tarafından yapılacağı ortama bir an önce kavuşması gerektiği vurgulandı.
Rapor, Barım’ın sağlık durumuna ilişkin dört ana bulguya dayanıyor: beyin anevrizması, kalp kası bozukluğu nedeniyle sol karıncık çıkışında daralma ve kapak yetmezliği, uyku apnesi ve bu hastalıklara bağlı yüksek kaygı/panik durumları. Kurul, hapishane koşullarının bu hastalıkları tetikleyip ağırlaşmasına yol açabileceğini belirtiyor. Ayrıca uykuda solunum durması için gerekli cihazın kullanımını engelleyen durumlar söz konusu olurken, beyin kanaması ve kalp ritim bozukluğu riskleri artıyor.
Görüşte, tedavilerin deneyimli merkezlerde bile yüksek riske sahip olduğu ifade ediliyor ve Barım’ın kendi karar vereceği merkezde tedavi görmek istemesi, tutuklama nedeniyle bu tedavilerin yapılamamış olması nedeniyle ortaya çıkıyor. Uluslararası sözleşmeler, BM İstanbul Protokolü, BM Mandela Kuralları ve AİHM kararları hatırlatılarak hastanın sağlık hakkının korunması gerektiğine vurgu yapılıyor.
Hukuki çerçeve ve öneri
Kurul, ceza infaz kurumu koşullarında kalmanın Barım’ın sağlık haklarını ihlal edebileceğini savunuyor. CMK madde 109/4 hükmünün uygulanmasına gerek olmaksızın bile tahliye kararı verilebileceği ve tutuklama koruma tedbirinin artık gerekli olmadığını ifade ediyor. Kaçma tehlikesinin bulunmaması ve mevcut koşullarda tutuklamanın ölçüsüz olduğu da vurgulanıyor.
Raporun genel çerçevesi, Barım’ın uygun sağlık ortamına kavuşması yönündeki talebinin acil olduğuna işaret ediyor. Sağlık durumu ağırlaşırsa yaşam ve sağlık hakkı ihlalleri riski artabilir. Kurul, Barım’ın kendi istediği hekimlerin gözetiminde tedavisinin sürdürülmesini ve bu süreçte ceza infaz koşullarının uygun şekilde yeniden değerlendirilmesini öneriyor.
