Myanmar’da askeri yönetimin düzenlemeyi planladığı seçimler ve barış görüşmeleri, uluslararası insan hakları savunucuları ve demokrasi yanlısı partiler tarafından yoğun şekilde eleştirilmektedir. Bu süreç, ülkedeki devam eden çatışmalar ve siyasi istikrarsızlık nedeniyle büyük bir şüpheyle karşılanmaktadır.
Yazdığım bu makale, Myanmar’daki mevcut durumu detaylı bir şekilde anlatmakta ve bölgedeki karmaşık siyasi gelişmeleri kapsamlı biçimde ele almaktadır. Myanmar’da düzenlenen “Barış Forumu” ve seçim hazırlıklarının perde arkasını, bölgedeki çatışmaları ve uluslararası tepkileri anlatan içerik, bölgeden gelen bilgiler ve gözlemler ışığında hazırlanmıştır.
Barış Forumu ve Katılımcıların Durumu
Junta tarafından düzenlenen üç günlük “Barış Forumu” 27 Haziran’da Naypyitaw’da sona erdi. Toplantıya, seçimlere katılacak siyasi partiler, seçilmiş etnik temsilciler, Çin, Hindistan, Tayland ve Rusya gibi ülkelerden diplomatlar ve uluslararası konuklar, ordu yetkilileri ve yerel ile uluslararası STK temsilcileri katıldı. Ancak, direniş güçleri ve etnik silahlı gruplar toplantıya katılmadı. Bu durum, barış ve federalizm konularında yapılan tartışmaların gerçekliği konusunda ciddi soru işaretleri yaratmaktadır.
Bir göçmen, “Gerçek barış mümkün değil, çünkü etnik silahlı gruplar ve direniş hareketleri bu görüşmelere dahil edilmedi,” diyerek, barış sürecinin halen uzak ve zorlu olduğunu belirtti. Myanmar’da devam eden çatışmalar ve askeri operasyonlar, özellikle Ta’ang Ulusal Kurtuluş Ordusu (TNLA) ve diğer direniş gruplarına karşı yoğunlaşmaya devam etmektedir.
Seçim Hazırlıkları ve Uluslararası Tepkiler
Askeri rejim, Aralık 2025 veya Ocak 2026’da yapılması planlanan seçimler için hazırlıklarını hızlandırdı. Seçim sürecini düzenlemek amacıyla, hükümet personelinin seçim kurulu başkanı olmasını sağlayan yasa değişiklikleri gerçekleştirildi. Ancak, halkın büyük bir kısmı bu seçimleri geçersiz ve adil olmayan bir süreç olarak görmektedir.
Bugün Myanmar’da, ülkenin sadece yaklaşık %32’sini kontrol eden askeri yönetim, toplamda 107 ilçe üzerinde hakimiyet kurabilmiştir. Ulusal Birlik Hükümeti (NUG) ise, güvenlik koşulları gözetilerek 267 ilçe için seçim planları yapıldığını açıklamaktadır. Seçime katılacak 77 partiden sadece 54’ü onay almış olup, bunlar arasında askeri yanlısı Birlik Dayanışma ve Kalkınma Partisi de bulunmaktadır.
Önde gelen demokrasi yanlısı parti Ulusal Demokrasi Ligi (NLD), askeri darbe sonrası dağıtılmış ve liderleri tutuklanmıştır. Birçok uluslararası kuruluş, Birleşmiş Milletler ve bölgesel örgütler, seçimlerin demokratik olmayan koşullarda yapıldığını ve meşruiyetinin sorgulandığını dile getirmektedir.
İnsan Hakları ve Sivil Toplumun Durumu
Birleşmiş Milletler’e göre, Myanmar’da yaklaşık 3,5 milyon kişi yerlerinden edilmiştir ve çatışmalar halen yoğun şekilde devam etmektedir. 4 Temmuz 2025 itibarıyla, 2021 darbesinden bu yana toplamda 6,863 kişi öldürülmüş, 29,367 kişi tutuklanmıştır. İnsan hakları ihlalleri ve şiddet olayları, toplumun her kesimini derinden etkilemektedir.
İnsanlar, seçimlerin adil ve özgür olmasını beklemediklerini ve askeri yönetimin barış getirmekte yetersiz olduğunu düşünmektedir. Birçok kişi, barış için mücadele etmeleri gerektiğini ve askeri yönetimin bu konuda iyi niyetli olmadığını vurgulamaktadır.
Myanmar’da mevcut durum, ülkenin geleceği açısından büyük belirsizlikler taşımaktadır. Bölgedeki çatışmalar, siyasi istikrarsızlık ve uluslararası tepkiler, Myanmar halkının barış ve demokrasi yolunda atacağı adımların ne yönde ilerleyeceği konusunda soru işaretleri yaratmaktadır. Bu karmaşık süreçte, uluslararası toplum ve bölgesel aktörlerin rolü, barışın sağlanması ve demokratik yolların yeniden açılması açısından kritik öneme sahiptir.